Tüketimin seyrini fenomenler belirliyor

Klâsik pazarlama yerini dijital pazarlamaya bırakıyor

İnternetin kullanılmaya başlaması ile birlikte klasik pazarlama formülleri yerini dijital pazarlamaya bırakıyor. Birçok farklı metodu barındıran dijital pazarlama tanınan hale geliyor. Pandeminin de tesiri ile fizikî alışverişin yerini sanal alışverişe bıraktığını belirten uzmanlar, toplumsal medya fenomenleri tarafından paylaşılan tavsiyelerin alışverişlerde tesirli olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar, geribildirimlerin markalara maksat kitlelerini tanıma fırsatını sunduğunu ve birebir vakitte eser ya da hizmetlerinde değişikliğe gitmelerine de imkanı tanıdığını söz ediyor.

Üsküdar Üniversitesi İrtibat Fakültesi Reklamcılık Kısmı Dr. Öğretim Üyesi Nihal Toros, son yıllarda klâsik pazarlamanın yerini alan dijital pazarlama metotları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Dijital pazarlama çift taraflı irtibat sağlıyor

Dijital pazarlamayı ‘markaların çevrimiçi ortamda eser ya da hizmetlerini tanıtmalarına imkân veren pazarlama süreci’ olarak tanımlayan Dr. Öğretim Üyesi Nihal Toros, “İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte, klâsik pazarlama prosedürleri değerini kaybetti ve bu yeni pazarlama kanalı hem markaların hem de tüketicilerin dikkatini çekmeye başladı. Klasik pazarlamanın tüketici ile kurduğu tek istikametli bağlantının bilakis dijital pazarlamada çift taraflı irtibat devreye giriyor. Bağlantı sürecinin vazgeçilmez ögesi olan geribildirim, markalara amaç kitlelerini tanıma fırsatı sağlarken tıpkı vakitte eser ya da hizmetlerin de değişikliğe gitmelerine de imkân tanıyor.” dedi.

Fenomen pazarlaması öne çıkıyor

Dijital pazarlama stratejileri denildiğinde akla öncelikle toplumsal medya ağlarının geldiğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Toros, “Marka farkındalığını artırmak ve satışa takviye olmak için Facebook, YouTube, Instagram ve Twitter üzere mecralar ve bu mecralarda sunulan içerikler ön plana çıkıyor. 2018 yılında yayınlanan bir rapora nazaran markaların en çok tercih ettiği toplumsal medya platformları ortasında Instagram yüzde 65 ile birinci sırayı, YouTube yüzde 30 ile ikinci sırayı alıyor. Tam da bu noktada influencer marketing/fenomen pazarlaması devreye giriyor. Fenomen pazarlaması, toplumsal medya mecralarında belli bir takipçi sayısına ulaşmış şahısların eser ya da marka ile ilgili tecrübelerini paylaştıkları bir pazarlama formülü olarak öne çıkıyor.” diye konuştu.

Tüketiciler eser alırken fenomenleri dinliyor

Ağızdan ağıza pazarlamanın kıymetinin esasen bilindiğini tabir eden Dr. Öğretim Üyesi Nihal Toros, “Tüketicilerin rastgele bir eser ya da hizmetle ilgili olumlu tecrübelerini 5 şahısla, memnuniyetsizliklerini ise 9 bireyle paylaştıklarını düşünürsek tavsiyenin gücünü bir defa daha görmüş oluruz. Fenomen pazarlamasının gaye kitlelerini etkileme gücüne sahip içerik üreticiler vasıtasıyla eser ya da hizmetleri ile ilgili bilgi ve yorum paylaşımına imkân veren bir prosedür olduğunu söyleyebiliriz. Like Public & Big Cat Research tarafından 2018 yılında yapılan Türkiye Influencer Marketing araştırması; Türkiye’deki instagram kullanıcılarının yüzde 51’inin Instagram fenomenlerinin, YouTube kullanıcılarının da yüzde 26’sının bu alandaki fenomenlerin tavsiyeleri doğrultusunda ürün satın aldıklarını gösterdi.” dedi.

Arama sonuçlarında üst sıralarda yer almak kıymetli

Fenomen pazarlamasının tek yol olmadığını vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Nihal Toros, “Dijital pazarlama dediğimizde arama motoru sonuç sayfasında üst sıralarda yer almak büyük kıymet taşıyor. Bunun için 2 metot bulunuyor. Birincisi organik olan Search Engine Optimization / Arama Motoru Optimizasyonu’dur. Web sitesinin arama motoru sonuç sayfalarında daha yüksek sıralamalarda gözükecek formda optimize edilerek siteye trafiği artırmak manasına geliyor. Bir başka usul ise Arama Motoru Pazarlaması’dır. Görünürlüğü artırmak için kullanılan fiyatlı çevrimiçi bir metot olarak tanımlanıyor. Bu metotta CPC (Cost Per Click) / Tıklama Başına Maliyet kullanılıyor yani yalnızca reklama tıklandığında fiyat ödeniyor.” tabirlerini kullandı.

Çerezlerle kullanıcılar takip edilebiliyor

“E-mail marketing” olarak bilinen e posta yoluyla pazarlamanın da dijital pazarlama metotları ortasında yer aldığını söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Nihal Toros, “Tabii burada değerli olan üç nokta, gönderilen e-postaların şahsileştirilmiş olması, gönderilen kişi tarafından belirli bir müddettir bekleniyor olması ve gönderilen kişinin ilgi alanının içinde olması formunda öne çıkıyor. Son vakitlerde remarketing ya da retargeting prosedürlerini de sıkça duyuyoruz. Daha evvel bir web sitesini ziyaret etmiş ve etkileşime geçmiş kullanıcıları yine hedeflemeyi sağlıyor. Retargeting, çerezleri kullanıyor. Bu çerezler vasıtasıyla, kullanıcı siteden ayrıldığı andan itibaren takip ediliyor. Böylece markalar, tüketiciler öbür siteleri ziyaret ettiklerinde dahi kendi reklamlarını onlara gösterme imkânı yakalamış oluyorlar.” diye konuştu.

Pandemi markaları dijitalde daha faal olmaya yönlendirdi

Dr. Öğretim Üyesi Nihal Toros, dijital pazarlamada yolları çoğaltmanın mümkün olduğunu söyledi ve kelamlarına şöyle devam etti:

“Burada kıymetli olan dünyanın daima bir değişim içinde olması ve pazarlama dünyasının da bu duruma ayak uydurarak yeni uygulamalar geliştirmesidir diyebiliriz. Tüketiciler olarak her gün binlerce bildiriyle karşılaşıyoruz ve bazen bunların farkına bile varmıyoruz ve reddediyoruz. Değişen tüketici davranışları karşısında, pazarlama dünyası da dijitale gerçek evriliyor. Hepimizin yanında 7/24 cep telefonlarımız ve internetimiz var. Bu, pazarlama dünyası için inanılmaz bir fırsat. Klasik pazarlamanın temel prensiplerinden olan ‘hedef kitle ile iletişim’, dijital pazarlamada da ortaya çıkıyor. Yalnızca mecra ve prosedür değişiyor. Ayrıyeten dijital pazarlamada; tüketici davranışlarını takip etmek, denetim etmek ve bu davranışlara uygun pazarlama ve satış sistemleri geliştirmek çok daha kolay. Gaye kitlenin gereksinimlerine ayak uydurmak her vakit markaların birincil maksadı oldu. Pandemi periyodunda de değişen tüketici gereksinimlerinin karşılanması gerekliliği, markaları dijital ortamda daha aktif olmaya yönlendirdi.”

Fizikî alışverişin yerini sanal alışveriş aldı

Covid 19 salgınının hem global değişikliklere hem de tüketicilerin satın alma davranışlarında değişikliklere neden olduğunu belirten Dr. Öğretim Üyesi Nihal Toros, “Sokağa çıkma yasakları ile karşılaşan ve vaktinin birçoklarını kapalı ortamlarda izole bir biçimde geçiren tüketiciler, çevrimiçi alışverişe yöneldiler, hasebiyle e-ticaret hacminde büyük bir artış gözlemlendi. Hali hazırda gelişim göstermiş olan dijitalleşme hareketi, pandemi süreci nedeniyle tetiklendi. Fizikî alışveriş tecrübesinin yerini, sanal alışveriş aldı. Tüketiciler internet ortamında daha fazla vakit geçirmeye ve yeni eserler keşfetmeye başladılar. Bu durum da markaları dijital pazarlama uygulamalarına yönlendirdi.” diye konuştu.

Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı